friends-3042751__340

İnsan Kalbi Kırılgandır

İnsan kalbi kırılgandır; ve ondandır tüm bu zülümler, bu sevgisizlikler, bu aldatışlar ve zalimlikler…

Sevgiyle beslenmeyen çiçek solar doğanın aşkıyla doğmamışsa, özgürce kendini ve tüm varlığını doğal yağmurların altında yaşamasına izin verilemişse… Koparırsınız onu doğasından, evinizi güzelleştirsin diye… Ve severseniz çiçek çiçek olur, ilgilenmezseniz, sevgisizliğe mahkum ederseniz solar… Yok olmayı tercih etmez belki, sadece yok olur… Tutunamaz…

Ve .. Milyonlarla çocuk var dışarıda sevgisizliğe mahkum bırakılmış; seni seviyorumlarla büyütülmüş ama aslında sevgiye hiç dokunmamış… Ve gözlerimizin önünde yaşayan ölüleri oynuyorlar her gün şimdi kendi saçtıkları sevgisizliklerinde, arayı bulmaya çalışıyorlar, yaşamak istiyorlar, tutunmak sevgiye, bilmiyorlar… Sevgi isteyip de alamadıkları her günün kırgınlığını, sevdim dediklerini kırarak geçiriyorlar…

Büyüyorlar, koca koca adam oluyorlar, büyüyorlar aile kuruyorlar, büyüyorlar çocuk yapıyorlar, bilmiyorlar ölüyorlar.

Kendisi aldatılmadan büyümeyen hiç bir çocuk aldatmayı bilemez, aşağılanmadan büyümeyen hiç biri aşağılamayı, canı iyice yanmamış kimse yoktur ki can yakmayı bilsin, sevgiyle yaralanmamış hiç kimse yoktur ki sevgisizliği seçsin…

Acı ne kadar büyükse zalimlik o kadar da büyük olur genelde, acı ne kadar büyükse o kadar soğuk, o kadar kırıcı, o kadar iğneleyici, o kadar zehirli ucu olan kalkanlar giyinmiş olur karşıdaki… ‘Dokunma bana’’ der, ‘’canını yakarım’’, altyazı geçiyordur o an aslında ‘ Çok canım yandı, hala yanıyor, kimse görmesin, kimse bilmesin, kanamadan ölmek üzereyim ama yaram o kadar büyük ki, güvenemem kimseye, açamam, açamadığım için iyileştiremem, ama ölüyorum, ama korkuyorum, ama çok canımı yaktı, ben onu çok seviyordum…’’ Ve o can havliyle daha da vurur karşındakine, kim olduğuna bakmadan, ilk önüne gelene, ilk seni seviyorum diyene, sanki deyip de tüm canını yakmışların şerefine…

Can yaktı dediklerimizi eleştirmek kolay, ama affedilmedikçe her biri, can yakana dönüşeceğimizi bilmek de gerek… Ve seçim yapmak her günün sabahına, ağızdan çıkan her fısıltıda, elden çıkan her emekte seçim yapmaya söz vermek belki de ‘’ şimdi sevgi olsaydı sadece içimde o ne yapardı tam şu anda,ne derdi, nasıl bakardı, nasıl çözerdi?’’ diye …

Zaman o zamandır ki kan kaybından ölmemek için yaraları bir an önce açıp temizlemek lazım… Zaman o zamandır ki kan kaybından ölürken bir de Can kaybı yaratmamak lazım… Belki de…

 

 

Eylül 2011