Dream

‘ Dünyaları Ben Yarattım ‘ aslında ”hadi ben bir kitap yazayım” diye yazılmadı seneler önce..

Seneler önce diyorum, e doğru diyorum , galiba ilk basım tarihi 2011 çünkü.. 8 yıl olmuş, hak etmiş seneler önce lafını.-))

Bir arkadaşım benden ders notlarımı bir araya getirmemi rica etmişti ki böylece belki onun yöneticiliğini yaptığı o ünlü mü ünlü spor merkezinde çalışan kişilerin sporla bu bilgileri birleştirmesini sağlayan bir program hazırlamak için üst yöneticilerine sunacaktı..

Ben notları bir araya getirdim, yöneticiler spor merkezinde bilgileri nasıl sunacakları konusunda hem fikir olamadılar, kitapçık bu arada maillerle dolanmaya başladı ki onlara kitapçık ulaştırıldıktan sanırım 1 sene kadar  sonra, bana bir arkadaşımdan ‘ bak ne güzel toplanmış bilgiler buldum ‘ diye benim yazdıklarım isimsiz bir şekilde bana geri geldi.-))

O zaman kitaplaştırmaya karar verdim yoksa notlar kendince başka bir varlığa dönüşmek üzereydi, hemen de zaten Down Sendromu derneğine bağışladım kitap halinin satış haklarını…

Aşağıda gördükleriniz ve bu günü takip eden bir kaç gün daha paylaşacağım notlar işte Dünyaları Ben Yarattım kitabının direk kendisidir… 10 sene önce yayınlanmış, 12 sene önce belki de onları yazıya dökmüş Banu’nun sesidir biraz da… Arada elimde olmadan 12 sene önceki Banu’nun söylediklerine eklemelerim, hım hım larım olacaktır…Ama burada , sitemizde, elimizin altında olmasına karar verdim bunların da…

Umarım keyifle üzerinden geçeriz, keyifle paylaşır, tebessümle okuruz…

Tüm sevgim ve teşekkürlerimle,

Banu

……………….

BÖLÜM BİR

Dünya Ve Benlik Algısı:

İçine doğduğumuz dünyada kendimizi ve dünyayı algılayış şeklimiz dışarıdan aldığımız verilerle oluşturulmaktadır. Tüm bu algıların ötesine geçmek için yapılması gereken çalışmalar  üçlü sistem içinde olmalı ve tabi ki bu şekilde desteklenmelidir.

Üçlü Sistem Nedir?

1-Zihin

2-Beden

3-Ruh

Bu üçünün en uygun şekilde beslenmesi, özüne uygun olmayanlardan temizlenmesi ve sorgulanması ve üçünün muhteşem uyum ve dengede çalışır olması, bütünlük ve bütünlüğün getirdiği her şey için hep çok önemlidir.

Üç ayaklı sehpa gibidir yani sistem…. Ayaklar beraber yükseltilirse ancak gerçek büyümeden, dengeli gelişimden bahsediyor olabiliriz.

Gerçeklik algısını tekrar sorgulayabilmek ve hatta tekrar tekrar yaratabilmek için, üçlü sistem içinde uyumlu çalışma asıl olmalıdır. Ve sürekli olarak, bu üçünün bütünlüğünde çalıştığımızdan emin olmalıyız…

ZİHİN:

Zihin, bu sistemde yaratıcı bölümü oluşturmaktadır. Ya da daha açık konuşmak gerekirse:

Zihin, neye inanacağını seçer, inanır, inandığını gerçek yapmak için deneyimleri oluşturacağı platform hazırlar.

Beden, deneyimin içinden geçer ve deneyimi içselleştirir.

Ruh, deneyimi kaydeder.

‘’Deneyim nereye kaydoluyor, nasıl yani, kaydedilen bilgi nereye gidiyor’’ gibi bir dünya soru, beyninize gelebilir olsa da şimdilik onları unutalım… Burada önemli olan ve şu an daha çok dikkatimizi vermemiz gereken kısım şu:

’’ İnandıklarımız, hayatımızın görünen kısmını yaratıyor’’

Bu ne demek? Çok şey demek:

Eğer paranın zor kazanıldığına inanıyorsak, parayı zor kazanıyoruz demek…

Eğer erkeklerin aldattığına inanıyorsak, erkeklerimiz kafamızda sürekli sorguda demektir…

Eğer ilerleyen yaşlarda kilo vermenin zor olduğuna ve bir yaştan sonra kilo almanın normal olduğuna inanıyorsak, kilolarımızın üzerine kilo katıyoruz demek…

‘’Kışın hasta olunur’’ diyorsak, hasta olacağız, ‘’ergenlikte gençler bir faciaya dönüşüyor ‘’diyorsak, çocuklarımızla sorun yaşayacağız, ‘’İstanbul’da ev almak zor’’ diyorsak, ev sahibi olamayacağız (olsak da zor olacağız), ’’hayat gittikçe zorlaşıyor’’ diyor ve buna inanıyorsak, kendimizi her gün daha zorlaşan hayat şartlarında bulacağız, ‘’dost bulmak yolda bir çuval altın bulmaktan daha zor’’ diyenlerdensek, hayatımızı dostsuz yaşayacağız demek…

Ne komik değil mi??

Ve ne kadar acı…

Ama ben, komik olan ya da acı olan yönüyle ilgilenmeyeceğim… Sadece bunu gerçekten anlar olmamız kısmıyla ilgileneceğim ki, bunu içimize sindirdikten sonra, bir sonraki adıma, yani gerçek olduğunu düşündüklerimizi sorgulama kısmına geçebilelim…

Zihinsel Algılara Genel Bir Bakış ve İnanç Sistemleri:

Zihin, biraz önce de dikkat çekmeye çalıştığım gibi, çok güçlü bir araçtır. Hayatta yapabileceklerimizin ve yapamayacaklarımızın ilk belirlendiği mekanizma burasıdır. Kişi, bir şeyi yapabileceğine gerçekten inanırsa, yapamayacağı hiçbir şey aslında yoktur. Ama bu; aynı şekilde tüm karşıt inanışlar için de geçerlidir. Kişi, bir şeyi yapamayacağına inandığında, yapmasına imkân tanımayan bir ağı da aynı şekilde örer.

Bilinmesi gereken en önemli ve en gerçek olan şey, insanın yapamayacağı bir şeyin olmadığıdır. İnsanın yapamayacağını düşündüğü şeyler vardır, o yüzden yapamadıkları vardır. Ama yapamayacağı bir şey yoktur. Düşünceler, bizi biz yapan şeylerin belirlenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Düşünce aşıldığında, materyal dünyada yansımaları da birebir görülebilir hale gelir. Yeni düşünce kalıplarına inanmaya başladığınızda, çevremizde bu kalıpla alakalı her şey de değişecek ve yeni inancımıza göre uyumlanacaktır.

Belki buraya geldiğimizde, durup bir düşünmek istersiniz;

Hayatta neyi yapamayacağınızı düşünüyorsunuz? Bu konuda sizi durduran ya da kısıtlayan nedir? Kimden ne duydunuz ya da gördünüz ve bunun yapılamayacak olduğuna, hatta belki de sizin hayatınızda olamayacağına karar verdiniz? Daha yüksek bir yerden bakarsak, sizin için bir şeyi yapılabilir ve yapılamaz kılan nedir? Soruları biraz daha esnetirsem; sizin için yapılamaz olanı yapan insanları sizden farklı kılan ne?

Çok mu soru soruyorum? Çok mu sizi size dair düşünmeye zorluyorum? Ama zihni, alışık olduğu şekilde düşünmekten çıkarmazsak, hayatınız hiç bitmeyen hikâye gibi, her gün aynı şekilde kendini tekrarlamaya devam edecek.Ancak Farklı düşünürsek bugünden farklı bir gerçekliğe uyanabiliriz.

Ben size ‘’şimdiki hayatınız çok berbat’’ demiyorum. Eminim değildir. Ya da belki de öyledir;o zaman, zaten bunu tartışmamıza bile gerek kalmaz. Ama ‘’ben hayatımdan mutluyum’’ diyenler için söylüyorum; daha iyisi, daha mutlu edeni neden olmasın? Hayatımızdaki hemen hemen her şeyi, bir üst modeliyle sürekli değiştirirken, neden kendi hayatlarımızın olabilecek bir üst modelini elimizde imkân varken, sadece imkân olduğunu bilmediğimiz için yaşamaktan geri duralım diyorum.-)

https://www.banukalayci.com/?p=1163 Bölüm 2 için tıklayınız

….Diyorum ve …

Bölüm 1. Sonu..

Sevgimle,

Banu