Hayatımıza katacağımız minik çalışmaları, rutinimizi değiştirmeye izin verdiğimiz yeni ve belki daha farkındalıklı seçimleri, çok zamanımızı almayacak ama hayatımızda yaşamsal ve duygusal açıdan çok fark yaratabilecek tatlı küçük çalışmaları bir araya toplayayım, bilenlere hatırlatalım, bilmeyenlere gösterelim diye her gün Hayat Dönüştürücü Mini Egzersizlerden birini buraya yazarak, elimden geldiğince hepsini bir araya toplamaya karar verdim.

Yaparken çok da emeğinizi harcatmayacak, fazlaca zamanınızı almayacak, ama yaptıkça hayatınızı değiştirecek egzersizlerden bugun ne var derseniz:

Sosyal medyada takip ettiğimiz herkesi gözden geçirip, ilgimizi ve odağımızı gün içinde boş kaldığımız zamanlarda neye aktarıyoruz inceleyelim ve artık ilgimizi akıtmak istemediğimiz kişileri ve kurumları ekranlarımızdan temizleyelim.

Gün içinde sürekli ve düzenli Kaç-Savaş modunda yaşıyoruz.

Beynimiz at koşturuyor sürekli.

Sürekli bir sorun- bir tehlike var algısında ve sürekli buna uygun kimyasallar üretiyor günlük hayatın karmaşası ile ilgilenmeye çalışırken biz.

Sürekli kaplan kovalıyormuş gibi yaşıyoruz beynimizde yarattığımız canavarlarla…

Ve fiziksel koşmazken bilgisayar başında oturmuş, o yaratılan kimyasalların hepsini korku ve endişe ile üretilmiş kaçalım ve kurtulalım diye pompalanan, yoruluyoruz… 

Ve boş boş ekrana bakmak istediğimiz anları oluşturuyoruz.

Nerede bakabiliyoruz bu ekranlara boş boş?

Kendimizi en güvende ve en rahat hissettiğimiz yerlerde;

Tuvalette- Uyandığımızda ya da uyurken yatakta- Yemeğimizi yerken sofrada- dinlenmek için kahvemizi içerken cafede- doktoru beklerken bekleme odasında, vs…

İşte bu zamanlar zihnin kendini rahatlatmak için soğutmaya aldığı beyin dalgalarına geçtiği, ve bu sebeple de hipnoza alınmaya en uygun olduğu zamanlar…

Yani ne görürsek sünger gibi emdiğimiz, tazyikli bir şekilde de enerji ürettiğimiz zamanlar…

İşte bu sebeple ki bizde o ekranların ne ürettiği çok önemli.

Hangi enerjisi üretiyorsak çünkü onun balonu dolacak ve suratımıza geleceğimizde paylayacak gibi…

İşte bu sebeptendir ki bizde;

Endişe,

Acı,

Kızgınlık,

Çaresizlik,

Acıma,

Korku,

Endişe,

Yokluk,

Değersizlik,vs vs vs üreten her duygudan bu özel anlarda uzak duruyor olmamız gerekiyor.

Neye odaklanırsak onu büyütürüz, neye şartlandırırsak kendimizi o gerçekliğe yürürüz, ne ile tanımlarsak kendimizi o olmaya yaklaşırız, ve evrensel hipnozun bizi içine çektiği ağa karşı dikkatli olmazsak eğer toplum bilincinin bizi içine çekmesine ve dikenli telleri ile bizi içerde tutma çalışmasına katkı sağlamış oluruz..

O yüzden…

Bugün isterseniz bir geçin takip listelerinizin üzerinden…

Kimler var takip listelerinizde ekranlarınızı şenlendiren?

Ve en çok hangi hisle doluyor ekranınız zihninizin en verimli anlarında…

Ben her gün böyle 3-4 dakikanızı alacak mini çalışmalar vermeye devam ediyor olacağım.

Umarım bu mini hayat dönüştürücü çalışmalar ulaşaması gereken herkese ulaşır…

Sevgimle,

Banu

07.04.2023