Hiç Yalansız Bir Gün Geçirelim…

Hayatımıza katacağımız minik çalışmaları, rutinimizi değiştirmeye izin verdiğimiz yeni ve belki daha farkındalıklı seçimleri, çok zamanımızı almayacak ama hayatımızda yaşamsal ve duygusal açıdan çok fark yaratabilecek tatlı küçük çalışmaları bir araya toplayayım, bilenlere hatırlatalım, bilmeyenlere gösterelim diye her gün Hayat Dönüştürücü Mini Egzersizlerden birini buraya yazarak, elimden geldiğince hepsini bir araya toplamaya karar verdim.

Yaparken çok da emeğinizi harcatmayacak, fazlaca zamanınızı almayacak, ama yaptıkça hayatınızı değiştirecek egzersizlerden bugun ne var derseniz:

Bugün, bütün gün , bir kez bile yalan söylemeyeceğiz…

Yalan söyleme alışkanlığı geliştiren kişilerde genelde gördüğümüz;

-sorunla başa çıkabilme kabiliyetlerinin gelişmemiş olması,

-olmak istedikleri insanla oldukları insan arasındaki farkı yalanla kapatabileceklerine inanmaları,

-kendilerini yeteri kadar beğenmiyor ve sevmiyor olmaları,

-kendilerini olduklarından başka birisi gibi gösterdiklerinde ihtiyaçları olan sevgiyi, ilgiyi ya da her ne ise alabileceklerini düşünüyor olmaları,

-aileden sözel ya da enerjisel yalanı görmüş ya da hissetmiş olarak büyümüş olmaları,

-kendilerinin güçsüz olduğuna inanmaları ve çoğunlukla bunu küstahlık ve kibirle kapatmaya çalışmaları,

-başka insanların salak ya da kendilerinden daha az zeki olduğuna dair inançları,

-hayata güvenmemeleri,

-kendilerine güvenmemeleri,

-onaylanmadan büyütülmüş olmanın, istedikleri sevdiyi istedikleri kişiden alamamış olmanın acısını hala taşır olmaları,

-anı kurtarma çabaları,

-hoşlanmadıkları şeyleri değiştirmek için verecekleri çabayı vermek yerine sorunun parçası olmayı seçme meyilleri diyebiliriz….

Daha çok şey söylenebilir yalan söyleme alışkanlığı ile ilgili tabi;

-kişi yaptığı işte sadece yalan söyleyerek para kazanabileceğini düşünüyor olabilir,

-ilişkide olduğu kişilerle ancak yalanla huzur içinde kalabileceği inancında olabilir,

-içinde yaşadığı 24 saatin ancak yalanla kestirme geçişler yaşayarak yönetebileceğine kendini inandırmış olabilir.

Yalan;

-kısa vadede zaman kazandırıyormuş gözükse bile uzun vadede çok zaman kaybettiren sorunları besler,

-kısa vadede durumu kurtarmış bile gözükse, uzun vadede yaratılmaya çalışılan her şeyin temelinin kaygan zeminde olmasına sebep verir,

-alışkanlık geliştikçe ve hayatın içinde arttıkça duygusal olarak kişinin kendisini daha az sevmesine, daha az onaylamasına, daha çok yorgun olmasına, daha zor sorunlarla başa çıkabilmesine, fiziksel olarak kendini daha güçsüz hissetmesine vs sebep olur. Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavukta sorusu gibi; yalan söylemenin altındaki duygusal sebepler eğer yoksa ve önce alışkanlık gelişirse, o alışkanlık altta bu duygusal sorunları yaratabilir,

-her yalan söylediğinde kişi biriktirdiği tüm enerjiyi bedeninden sifonlar. Gerçek olmayan bir şeyin sistemden akışını anlamayan enerji sistemi, rayından çıkar ve anda enerji tükenişi yaşanır. Bu da kişinin bu duygusal çukurlara tekrar tekrar düşmesini hızlandırır.

-Boğaz çakrasının hasarlanmasına sebep olur,

-bağışıklık sistemine zarar verir vs vs vs vs…

Sabaha kadar yazılabilecek konu yani aslında yalan konusu yani…

Beyaz yalanlar, pembe yalanlar peki hocam??

Sistem için hepsi yalan…

Alışkanlığı kırmanın yolu?

Farkında olup ne olursa olsun doğruya adanmak, ve bu pratiği hayat yolculuğu haline getirmek…

Biz bir gün hiç yoktan hiç yalan söylemeden bir gün geçirmeye adandığımızda;

-en çok nerede yalan söylemeye meyilli olduğumuzu anlayabiliriz,

-ne kadar gereksiz şeyler için bütünlüğümüzden kopmaya gönüllü olduğumuzu görebiliriz,

-neredeli sorunlarla yüzleşmek ya da çözmek yerine kolaya kaçıp hayatımızı ertelediğimizi fark edebiliriz gibi gibi…

Sadece gerçek olan kalacak…