flower-3140492_960_720

Gerçekten Sen Misin??

 

Sevgi, aşk, özgürlük, güven, dürüstlük, dostluk…

Kavramlar sıra olup yürüyüş yapıyorlar bugünlerde kafamda…Bando mızıka eşliğinde ama resmen.Beynim bangır bangır.Bütün hepsi el ele tutuşmuşlar,önümden geçerken bir selam verip bir tur atıyorlar sanki…Tek tek hepsini selamlıyorum ben de…Hepsini ayrı ayrı seviyorum,hiç birinin bir selamını kaçırmak istemiyorum.Ama…Ama durmuyorlar,yorulmadılar.Ve onlar hiç durmadan devam ederken yürüyüşlerine,baktım ki benim gönlüm her saniye selamda her birine..Ve ,dün izin istedim,bir tam gün ,dinlenmecesine..

‘’Siz yürümeye devam edin.Biliyorsunuz hepinizi çok severim…Ama bir gün izin bana…Her selamımla yorulmuşum galiba..Çünkü tutmuyor benim kafamdaki tanımınız ve tanımlarınız insanların hayatlarında..Kafam karıştı artık benim sevgi dediğimi insanların başka bir yüzle bana tanıştırmasına,özgürlük dediğimi beklerken benciliğin karşıma çıkmasına..Bir gün izin bana..Sonra hepinizi alacağım tek tek karşıma,artık anlam karmaşalarını paylaşmaya..Bir gün izin..Bekleyin..Geliyorum..Ben de sizi seviyorum…’’

Çok eski bir dostu aradım hemen… Çocukluğumuz beraber geçen… Bilirim o da aynı bakar hayata, çünkü bir gün daha yoktu artık nefesim benzer karmaşaları yaşamaya… Dedim ‘’Bu gün gidelim… Bildik kimseyi görmeyeceğimiz, aynı sohbetleri etmeyeceğimiz, kalabalığa karışmayacağımız bir köşeye çekilelim… Tek istediğim huzur… O da nerde bulunur? Biraz dalga sesi ver bana, biraz iyot kokusu… Havada sıcaklık olsun ama rüzgarı da bol olsun, sıcak gelirken bunaltısını değil güveni getirsin sadece… Gülen gözlerini yanında getir her zaman ki gibi… Bir de masmavi bir gökyüzünü…’’

‘’Tamam’’ dedi hemen…’’Sen yeter ki iste’’Bir dediğimi ikiletmedi… Aynı dili konuşmanın güzelliği, beynimden geçenler onun kelimeleri oldu sanki… Düşlediğimi sundu önüme dün sabahın erken saatlerinde…

Huzur… Sonsuz huzur dolu bir günde galiba biraz kendime geldim bende…

Konuşmak istediğinde dinlemeye hazırım,susmak istediğinde gözümün sevgisi sadece üzerinde…Ne dersen bilirim demek istediğin o,öyle dinlerim seni,ama varsa üstüne ekleyeceğimin sakınmadan söylerim düşüncelerimi…Hadi denize girelim bir de ..Su iyi gelir derinlerde kayboldukça kendi kendimize…

Huzur… Beynim durdu. Sakinledi… Gönlüm tüm açlığını, yorgunluğunu yine bir dostun sakinliği ve sevgisiyle besledi…

Şimdi yine evdeyim… Beynim dünün huzurunda sakinleşmiş… Ama bir parçada gergin sanki bugün gelecek kalabalık misafir öncesinde…’’Tamam’’ diyorum kendi kendime sessizce…’’Daha fazla uzatmanın bir anlamı yok ki… Tek tek gelsinler de, konuşalım artık yüz yüze…’’

‘’Hadi’’ diyorum…’’Arkadaşlar… Bekliyorum…’’

Aşk geliyor önce…

Sarılıyorum…

Sanırım ki önce o konuşacak… Kelimelerimi tutamıyorum… Önce konuşmaya başlıyorum, sonra konuşurken göz yaşlarımı tutamıyorum…

‘’Sen diye kimleri çıkardılar karşıma…

Biri geldi…İlkti…Ben aşkım dedi…İnandım…Daha o zamanlar saftım…Hoş..Aşkta hep safım..Canını yakmaktan korktuğum için hiç birinin maskesine dokunmadım..Ne zamanki, zamanla acı verdi takılan yüzlere suni maskeler o zaman gördüğüme afalladım..

Geldi işte o biri…Ben aşkım dedi…Aşk olduğuna inandırmak için senin bildiği tüm hallerini lafta üstüne giydirdi..Ama dedi sonra..Ben korkarım..Sana alışıp sensiz kalmaya korkarım..Sen olmazsan ölürüm,kendimi öldürürüm..Yaşamının her nefesini bana vereceksen,beni hiç bırakmayacağına söz vereceksen yanındayım..

Baktım…Baktım ama aşk olduğuna kandım…Sonra kendimi her gün kendimi öldürürümlerin arasında,serumların ,ilaçların kokusunda buldum..Kaçmak istedim ilk başta,yapmadım,sonra baktım ki her yanım tehditlerle kuşatılmış ve alacak nefes kalmamış..Nasıl oldu bilmiyorum,ama beni öldüreceğine bu nefessizlikte,seçtiğin ölümse, buyur buradan ye dedim..Uzaklaştım…

Aşk değildi o…Kendine güvensizlik, benliğe ihanetti… Sonra bildim… Gördüğüm her yerde bilerek selamlaştım…

Sonra…Sonra geldi yine bir yüz…Ben aşkım dedi…Daha seni görmemiştim…Belki sensen diye kırmak istemedim…Ben aşkım dedi..Beni sardı..Sonra beni inanılmaz güvensizliklerle yaşattı..Tam tersiydi bu sefer..Ben olmadan sen yaşayamazsın diyen..’’Yaşayamazsın çünkü ben …’’ cümleleriyle her gün kendini besleyen..Güldüm..Ben gülünce o küstahlaştı.’’Yaşayamazsın çünkü..ben seni yaşatmam’’ a döndü cümleler..Öylece kaldım..Çok da fazla zaman harcamadım..’’Böyle yaşayacağıma senin yanında, yaşamamak tercihim,o yüzden yap ne yapacaksan umurumda değil..’’ dedim..Arkama bile bakmadım..Ben yaşadım…

Aşk değildi o…Vahşetti,korkuydu,kötüydü…Tanıştım…Onlarla da öyle selamlaştım…

Bu sefer benim dedi bir dost sesi…Ben aşkım,hiç birine kanmadın,işte buldun beni…Ben aşkım…peeehhhh…ben aşkım ama …Şunu giyemezsin,bunu göremezsin,şuraya gidemezsin…Al şu camdan şişeyi,gir içine,ben şimdi koyacağım seni cebime…Ben uygun görürsem çıkaracağım seni masanın üstüne…Hem canında sıkılmaz,etrafın cam..Sen de öyle bakacaksın benimle görebilirsin dediğime..

E yuh dedim…Ama başarısını takdir ettim…Hani inandırmaya çalıştı ya beni kendince..Hemen izin istedim…

Ama baktım hala inancımı kaybetmemişim… Bu sefer… İşte bu sefer… buldum dedim…

O zaman ilk kez ağladım… O zaman ilk kez yandım… Ve her ilk gibi gerçekten içimi dağladım…

Susuzlukta bulduğum vahamsın sen benim dedi… Etrafını bırak çitle çevreleyeyim… Kıyına tek oturan, sesini tek dinleyen, suyundan tel beslenen ben olayım… İnan yanından kalkmayacağım, seni hiç yalnız bırakmayacağım… Ama o çitlere dikenli tel de takalım, hatta elektrik bağlayalım… Gelmesin kimse, kimse kıyına yaklaşmasın…

Ama sen aşksın dedim…Bu sefer ben çuvalladım…Sen aşksın…Sevgilerimden ayırma beni..Sen paylaşansın..Aşkla sevgiyi ayıran, sevgi olmadan aşkın beslenmeyeceğini bilensin..Sana olan aşkım tüm sevgilerimin toplamı,ama sevgilerimi ayırırsan yanımdan   söner gözlerim..Bir dünya sevdiğimle sen aşkı yaşadığımsın..

Ahaaaa… Tak düştü maske… Ve ben ağladım… Ağladım…

O kadar çok ağladım ki bir gün baktım ben de inanmışım aşk yok aslında… Gözlerim şişmiş, içimin rengi soluklaşmaya başlamış. Dur artık dedim kendi kendime… Sen biliyorsun aşk nedir kendi içinde… Düzgün bak artık, tanı… İnanma artık herkesin her dediğine…

Sonra huzur, sonra rahat geliverdi peşinde…

Biri ben aşkım dedi… Yok, yaaa dedim… Öteki dedi güldüm, bir diğerine nanik yaptım herkesin gözünün önünde…

Sonra… Sonra artık takılmayınca ben yolda, harcamayınca vaktimi bolca, aşkı gördüm tünelin bir ucunda…

 

Ama öyle temkinliydim ki bu sefer,ya yine aldanırsamın korkusuyla…Ben aşkım dedi…Bir daha dedi…Yine dedi…Hep dedi…Başka şeylere kanmadım bu sefer…Görünene aldanmadım.Aşk bu dedim,geleniyle kabul edip sevdim…Tamam dedim,inandım..Aşkımı sadece bildiğim gibi aşkla yaşadım..

Ama bitmez mi bu seferler… Yine benim tanıdığım aşkla aşk denilenin arasında kaldım…

Soruyorum şimdi sana tüm bu yaşananlarla… Aşk acıtır mı insanın içini bile bile? Aşk kırar mı sevdiğini bir nefeslik ömründe? Aşk hesap yapar mı, sana düşen bu der mi en sonunda, aşk aşk değilmiş gibi davranabilir mi en aşk olduğu anda, ya da aşk güvensizliklere, egolara, başka bir suratta ki bir gülüşe, aşkının yanacağını bile bile kendini sunar mı? Ask seni sadece ona gül diye bir yerlere saklar mı? Sen bir yerde yanarken ateşinle, nefesimi veremem gülmeyen yüzüne, gül, gül de öyle geleyim, omzumu sunamam ıslak gözlerine… der mi? Der misin? Karıştım, karman çorman oldum yine…

Aşk bir nefesle mutlu olmak değil midir?Aşk gözünün güleni,kalbinin ışıltısı..Aşk neşe,aşk huzur,aşk bir duru değil midir?Aşk yürürken sen kimsenin sana dokunamayacağı güç değil midir el ele?Aşkta hesap,aşkta ego,aşkta anlayışsızlık olur mu?Ve aşk..Gözünün ömürlük gülenini,5 dakikalık gülene tebessüme satar mı?Aşk bile bile aşkını ateşe atar mı??Yakar mı?Yapar mısın?Sen misin?Söylesene..

Sustu aşk güldü…Sadece güldü…’’Ben buradayım’’ dedi..’’Gel dedin geldim bugün karşına,aslında hep kalbinde nöbetteyim daima..Yorulmadan,bıkmadan,söylenmeden kalbini pompalayanım hayata..Bak’’ dedi..’’Kalbinle bak..Bütün cevapları sende aslında…’’

Sarıldık birbirimize tarifsiz hislerle… Sanki tüm evrene dokunmuştuk tüm korkularda sıyrılıp kabul edişin güveniyle…

Aşk geçti yerine…

Sevgi geldi…

Öyle bir doluydum ki bütünlüğümde, başladım hemen söze.

‘’Niye bu kadar dağıttın adını, niye düşürdün seni bilmeyen dillere? Her seni seviyoruma nasıl kullandırttın insanları bunca sene? Seni seviyorum ama, seni seviyorum çünkü, seni seviyorum fakatla başlayan cümlelerde nasıl kullandırırsın adını, söylesene…’’

‘’Sana ne ‘’ dedi bana eğlenerek…Bırak kim ne derse desin,herkes bildiğini bildiği gibi söylesin,ben neyim biliyorum,adımı o cümlelerde geçti diye düşürmüyorum…Ben kendime inanıyorum,ve herkesin olduğum gibi bir gün beni kabul edeceği biliyorum…Ben kendimden hiç taviz vermiyorum..O yüzden farklı kisvelerle sunuluyorum..Ben sevgiyim,neşeyim,hesaplara dalmıyorum,korkulara kapılmıyorum,endişe duymuyorum..Ben buyum..Benden korkanlar nasıl kullanırsa kullansın beni içinde bulamayanlara..Nasıl kandırırsa kandırsın onları ..İçimde saklı olan sevgi diye başlayan cümlelere gülüyorum ben..Saklı maklı değilim,saklayanlara da bolca sevgiliyim..Sevgi anlayış demek çünkü,sevgi güven demek,sevgi kabulleniş demek,sevgi huzur,sevgi bereket,sevgi fark ediliş demek ..Sevgi bir kere yaşayınca bir daha yok olmamak demek..Bazı insanlara şu anda zor demek..İsteyen alır beni taşır gözünde,daha hazır olmayan da hapseder kalbinin bir kösesine..Boş ver,ben takılmıyorum bunların hiç birine..Sev sen,gerisini hiç düşünme..Ben kimseye yanlış yaptıramam ki bu saf hissimle…’’

‘’Canım’’ dedim bir kez daha sarıldım… Şükür ettim böyle kolay konuşup dertleşebildiğime…

‘’Güven’’ dedim…’’Ne olur o zaman sen gel şimdi dertleşmeye…’’

Geldi,önce elimi tuttu,sonra sakince başımı okşadı…Kafamı bilmeden göğsüne koymuşum bir süre..Sonra gitmişim bilmem nerelere..

Gözümü açtığımda sesi değişmiş evrenin, bildim ki bolca zaman geçmiş… Gülümseyen gözleriyle buldum onu karşımda, tebessümledim böyle uyanmanın hazzıyla…

‘’Niye’’ dedim…’’Niye hala canım yanabiliyor bir bakışa ya da umarsız bir gülüşe?Niyedir ki sevgi korkulan ve kaçılan bu kadar?Niye çok iyiysen hep bir kullanma vardır sonunda?Ya da…Ya da niye saklıyorum ben seni,en kuytu odalarıma?Düzüm ben,söylesinler yüzüme,nedir bu arkadan konuşmalar?Sevgiyim ben,nedir bu canımı sevgiyle yakmaya çalışmalar?Mutluyum ben,niyedir her mutlu olanın yüzüne kezzap atmalar?Seviyorum ben,niye sevince sanılıyorsun ki zayıfsın bu kadar?Canım dediğin can yakar mı,sevgim diyen seni kalıplara sokar mı,yüzüne gülen niye arkandan dil çıkarır?Ve dostum diyen nasıl küçük çıkarlarına seni kullanır?Güvenmeden yaşayamam ki ben…Sen olmadan şuradan şuraya gidemem…Kendime güvendiğim kadar güveniyorum herkese..Ama niye vermedin güveninden bu kadar her bireye…Kırılacağım korkusuyla yaşayamam,niye dağılmıyorsun evrene..?’’

Öyle hoştu ki yine… Güldü bana sakince…

‘’Sen ‘’dedi…’’Aşkla dolmuş, sevgiyle sarılmışsın… Kim kırabilir ki seni bu evrende? Düşmedin mi bundan önceki senelerde? Yere hiç mi hızla çarpmadın? Bu korkun niye? Aşkın olduğu kalp, sevgiyle donatır etrafını, vursalar da sana dokunmaz, düşsen de kırılmaz… Zaten öyle hafifsindir ki istesen de yer çekimi seni öyle dan diye yerden yere vuramaz… Önce korkma, sonra dinle beni isteğin cevabımsa senden içeri…

Yine doğruydu… Sustum… İçimdeki huzuru buldum… Baktım gözlerine… Bir kez daha uçtum…

‘’Ben güvenim…Daha önce tanıştık,zaten senleyim…Bir bak etrafına tamamen evrendeyim…Ama korkular perde oluyor bana,ve herkes istediği perdenin arkasına bakıyor…Korku geldi mi önüne,sen de sanma ki ben gittim yine..Gücün kalmamışsa söyle ben perdeyi üfleyeyim,bilirsin yaparım hem senin için hem de tüm evren için..Yeter ki iste,senin için tüm perdeleri bir nefesle üflerim..Ya da ben yapacağım de,tek tek kaldır aradaki tüm perdeleri,ne ben üflemek zorunda olurum bir daha, ne de sen bir daha dönersin o günlere..

Tercih senin…Kimi der perde olmadan yaşanmaz bir evde…Aman kimse görmesin en özelini diye …Kimi saklanır bir tül perdeye,bazısı hatta güneşlikler koyar dibine…Güneşte giremiyor o evlerin içine…Tercih senin..bana sorarsan engin denizlere ve masmavi bir gökyüzüne açılsın penceren..Sadece iste..Hem o zaman temizliklerde uğraşmazsında kirli perdelerinle..’’

Karmaşam bir baktım yok… Yorgunluğun adı kayıp… Birden dimdik oldum yine…

Dostluğu yanıma sadece sarılmak için çağırdım, teşekkür ettim bir de… Özgürlüğümü aldım yanıma sonra, sardım sarmaladım, onu kimsedeki haline zarar vermeden sahipleneceğime söz verdim bir kez daha, özgürlüğüm derken başka özgürlüklerin sınırına girmeden yapacağıma, kimsenin canını yakmadan sahipleneceğime, sevgimi, aşkımı, güvenimi sarmalamış yaşam hakkı tanıyacağımı söyledim güvenle…

Sonra baktım hepsine…

Her gün dedim… Yürümeye devam edin içimde… Her an selamlamaya devam edelim birbirimizi bütünlüğümüzde…

İste dediler… Sen sadece iste… Biz hep seninleyiz her nefeste…

Şükrettim günüme… Bakan gözlerime… Elimi kalbime koydum çıkan ateşiyle…

 

 

Ağustos 2005