couple-1375125_960_720

Fazlası Var..Dahası… Ki Ona Kelimeler Yetmiyor…

Bir insanın varlığından nasıl göklere çıktığımı, nasıl dostum, sevgilim, aşkım olduğunu ve hep kaldığını düşünüyorum bir süredir…

Ne oluyor da gönlümün o kutucuğu başka akıyor o insanlara?

Beni dinlerken kendilerini değil, beni duyuyor onlar…

Sadece kendilerini anlatmaya değil, benim anlattıklarımda beni bulmakla ilgileniyorlar…

Kendilerini bana açarken aynı güvenle soyunuyorlar…

Dinlerken, yaşarken, paylaşırken, dururken,izlerken yargılamadıklarını ama belki anlamaya çalıştıklarını,benim için üzülmediklerini,benim gücüme inandıklarını ve bunu desteklediklerini hissettiriyorlar her halleriyle…

Hiç bir zaman,hiç bir koşulda,hiç bir şekilde beni kırmak, üzmek için hareket etmedikleri gibi,bunu benden asla beklemiyorlar…Güvendeler, teslimdeler…Olur da böyle bir durum olursa,kırılırlar,yanlış anlarlarsa, incinirse birimizden biri tüm açıklıklarıyla bunu tekrar anlatıp olaya ya da harekete değil, haklı ya da haksız olmaya değil benim gözümdeki gerçek hüzne takılıyorlar…

Özür almayı ya da özür dilemeyi biliyorlar…Ve daha da önemlisi o her neyse bir daha olmamak üzere yok ediyorlar…

Ben üzgünsem, hatalıysam, yanlışsam..Onlara değil kendime hata yapıyorsam dahası…Durduklarını, baktıklarını, sardıklarını ama kendilerini asla geri çekmeden ve sevgiyle nerde hata yaptığımı düşündüklerini paylaşıyorlar benimle …Tüm açıklıklıkları ve derinden kalpleriyle…Bunu benim açığımı bulmak ve aşağıya çekmek için beni değil, onu bulup yüzleşmem ve beni yukarı çekmek için zorda olsa yaptıklarını hissederken hem de..Beni bu kadar severken,incitmemek için susmak yerine, incinsen de burada temizlemen gereken bir şey var diyerek derimin içine girerek bazen…bundan ve benden vaz geçmeden…

Beni her halimle, her şeklimle, her varlığım ve yokluğumla, her güzelliğim ve çirkinliğimle bütün olarak gören ve gördüğüne hayranlıkla sahip çıkanlar onlar.

Hayatsal tüm kararlarımda dibine kadar sorguda duran karar verene kadar, karar verdikten sonra onaylamasalar bile sonuna kadar yanimda olanlar …

’’Ben sana demiştim’’ lafını asla kullanmayanlar…’’ yaşadın, öğrendin, gördün… Beraberiz, şimdi nefes alalım’’diyenler..Hatta demeyenler, nefes almak için beni denizin kenarına, dağın tepesine götürenler…

Onların cehenneminin dibine kadar gidebileceklerim onlar..Sorgulamadan…

Ne yaparlarsa ‘vardır bir bildiği’ diyecek kadar hep bir bildiği olanlar, hep inandıklarım, hep güvendiklerim…

Gelmelerini için gel dememe gerek olmayanlar… Gitmeleri hiç gerekmeyenler…

Beni olduğum gibi seveceksen gel diyenler dünyaya…

Kendilerini öyle sevenler…

Beni öyle sevmeye talip olanlar…

‘’Seni, yaşadıklarını ve yaşamadıklarını, yaşayabilme ihtimalin olanları, sevdiklerini, geçmişini ve olası tüm geleceklerini olası tüm hallerinle hayatımda istiyorum ve bunun için bu ilişkiye kendimi adıyorum ‘’diyenler..

‘’Senin için değil, kendim için seni yanimda istiyorum, seninle hayatta büyüyorum, yokluğunda da var olurum ama varlığında olmayı seçiyorum’’ diyenler..

Bana dürüst olmak için değil onların dürüstlükleri…hayata dürüstler…

Bana değil onların sevgileri salt…Kendilerini seviyorlar …

Kendilerine olan o sevgileriyle her gün öğreniyorlar, her gün deneyimliyorlar, her gün yenileniyorlar… Asla bir gün önceki insan olmuyorlar…Ama bu kendilerini kesip biçtikleri ve kendilerini aradıkları için değil, asla vaz geçmedikleri kendilerini her gün büyüttüklerinden…

Büyülenerek hayranlıkla baktığımı yakalıyorum onlara bazen…

Hayata..hayata algılayışlarına…hayatla dans edişlerine…

Yanında sustuğum, susabildiğim, kendimi anlatmak zorunda olmadığım, anlatmadan anladığım, aynı pencereden aynı manzaraya kendi bakış açımızla bakarken keyif aldıklarım sanki…

Çekmeden..Çekiştirmeden…

Sakin sakin…

Abartısız…

Çok sarılmasız..

Çok seni seviyorumsuz…

Ama çok derinden, içten, bilerek…

En büyük zenginliğim diye kalktım yüzümdeki gülüşüm için bugün…

Ve bu zenginliğimde onların varlığının hayatta ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettim…

Varlığımız…Varlığımıza armağan olsun…

Ki öyledir…

Eylül 2012