romance-16964

Aşk Değilsen Sen Korkuma Aldanacaksın

‘ Aşk varsa acı vardır hocam, hayata dönelim’ şeklinde yorumlar alıyorum… Söylemiştim..Daha önce yazmıştım…

Arkadaşlar, bende uzaydan gelmiyorum, bilmez miyim o hisler nereden geliyor? Olmadı mı bende de hiç??

Acıyı aşkla bağdaştırdığım uzun bir yolculuktan geliyorum ben de… Çok değil, yirmili yaşlarımda yazdığım bir yazıyı buldum. Bunu yazan ben miyim oldum,aslında çok da net hatırladım…

Okuyun siz de bir istedim…

Sarıldım… Uzaktan ve sessizce… Tebessümle..

…….

Bu defa kapıyı açmayacağım…

Bırak artık camlarımı taşlamayı, kapıları zorlamayı… Değişik suretlere bürünüp peşimde belirmeyi… Karşıma çıkma olur olmaz yerlerde o kendince sıcak tebessümünle… Ne olursa olsun bu sefer sana kanmayacağım…

Aşk değilsin sen yine… Yine beni kandırmaya çalışan, onun bir türevi olduğunu iddia eden, ne olduğu belirsiz, aslen kimliksiz bir şeysin… Kendini çözememiş olmamın huzursuzluğuyla, başkası gibi davranarak, senin olmayan hazineleri arayan sahtekârın tekisin… Git önce… Sonra geleceksen, gerçekten kimsen öyle gel, ben de kiminle yüzleştiğimi bileyim… O zaman belki fikrimi değiştirebilirim…

Nedir bu hoş sohbetler şimdi, tatlı tatlı bakmalar, garip göndermeler, buket buket çiçekler, susmayan telefonlar… Sanma ki gülen yüzüm, salaklaşmış suratım bu sebepten… Değil… Asla değil… Bir sebep arıyorsan eğer, sadece cüretini öğrenme isteğimde bul bunu, ya da bu oyunu nerelere vardırabileceğini, ne kadar küçülebileceğini görme merakımda…

Merak kediyi öldürür derler bir de tabi ki… Öldürsün varsın… Bahsettiğimiz kediyse gerçekten dokuz canı yok muydu zaten? Öldürsün… Hala canım var demektir, bırak öleyim, bu seferde meraktan olsun ölümüm… Ben ayakta dururum…

Git kapımdan yaaaaaaa..Artık istemiyorum seni..

Oyun mu oynamak istiyorsun daha? Eğlenmek?

Ya da kendi güvensizliklerini bende eritmek?

Olmadığın bir şeymişsin gibi davranıp davranamayacağını öğrenmek?

İnandırıcılığını test etmek?

Kendini sınamak? Hala istersen elde edebileceğini görmek?

Kanayan yarandan sızan kanın eksiğini benim kanımı emerek gidermek?

Gencim, güzelim, benim neyim eksik demek?

Bunu biçare sandığın bende denemek?

…Yanılıyorsun…

İnanmıyorum sana…

Yalnızım, sensizim, çaresizim, elmamın diğer yarısını kaybettim sayıklamalarına… Huzurlu bir yaşam, seven bir kalp, sevgi dolu bakışlar ve inanan bir kalp aradığına… Bu sefer sana kanmıyorum, kanmayacağım… Sen de inan artık… Bırak beni… Kendi kendime kanayacağım…

Palavra bunların hepsi… Toptan palavra…

Peki, ben duymaktan bıktım bunları da nasıl bir çaresizliktir bu hep aynı yalan ağzında… Bıkmadın mı, usanmadın mı aynı sözlerin arkasına sığınıp, hak etmediklerini belki birkaç ay alıp, sonra soyulan suratından çıkan esmer karası suratın ve kandamlalı gözlerinle ortalıkta kalmaya… Çaresizliğin adı çapkınlık olmuş bu günlerde, onun bile şanına yazık… Git, makyajını bozma bende, defol! Salın ortalıklarda ama mümkünse benden oldukça uzaklarda… Kanamamış daha önce, bakir bir yürek bul kendine… Benim kanım kara artık, benim canım yanmaz, ama geç onları… Benim kanım seni doyurmaz…

Senin adın yalan olmuş, senin adın karmaşa, senin adın güvensizlik, senin adın Aşk olmuş yeni yetişen çocuklarda…

Kızgınım… Hem de çok kızgınım sana… Sevgiyi, aşkı böyle tanıtıp, böyle gösterdiğin için insanlara… Hem gelme yanıma; canını alırım bu sefer… Çizik atıp bırakmam… Sanma ki kıyamam… Aşkın adını yüzüne bulayıp ortalıkta dolaşmasına izin verdiğin, satış yaptığın diğer telif hakkı sahiplerine yaptığımı sana yapmam… Kıyarım canına…

Kanımı akıttın benim göz pınarlarımdan… Canımı acıtmadın, canımı çıkardın sen… Cansız yaşayan bir ruhun ne kadar ruhsuz da olabileceğini düşün öyle gel… Var olduğundan artık emin olmadığım kalbini bir yerlerde bırak da gel geleceksen… Koru onu… Çünkü dağlara yüzbaşımla yollamayacağım seni canını almaya… Bilirim, bulursun bir saf yürek alıp canını kendininki yerine bana göndertecek, bilirim inandırırsın benim yüzbaşımı da yalanlarına… Ben alırım canını, ben! Bir başıma! Kendi ellerimle, paramparça… Gelme o yüzden, kaçabildiğin kadar kaç benden en mümkün uzaklıklara…

………………………………………………………

Sen aşksan eğer…

Zaten ben ne dersem diyeyim, bilirim, benden kaçmayacaksın…

Yok, orada değilsen artık bu satırlarda, ne güzel ki, korkuma aldanacaksın…

Banu

Mart 2004