heart-hand-shape-22280

Bir çok şey sessizce zihinlerde konuşuluyor sanki..

Ses bulursa bile anca bazen küçük gruplarda…

Neden Neden yazısı yazmak istedim o yüzden bugün…

10 sene olmuş ilk sınıfımı açalı…Haftanın 5 günü ayrı sınıflar, ayrı gruplar daha sonra kendini seviyeli çalışmalara, sonra ayrı konularda tek günlük çalışmalara, sonra workshoplara, sonra şehir dışında yaptığımız yatılı workshoplara dönüştürmüş… Şimdi de Afrika’ya gidiyoruz , ülke dışına değil sadece, başka kıtalara…

Aman da ne güzel çalışmışsın, başın göğe ermiştir deyin diye söylemiyorum tabi ki bunları…Sadece 10 senede çok soru, çok merak, çok yaşanmışlık var , elimden geldiğince belki üzerinden topluca geçebilirim diye bazılarını…

En çok gelen sorular mı?

* Bu iş aşk işi, gönül işi, insanla çalışıyorsunuz, neden para alıyorsunuz?

Efendim, şimdi şöyle… Çünkü çalışıyoruz…

Kimimiz ekmek yapıyor, kimimiz şirket yönetiyor, kimimiz ev temizliyor, kimimiz çocuk bakıyor, kimimiz yapı malzemeleri satıyor… Ama sonuçta herkes emeğini, vaktini, bilgisini ve deneyimi ortaya konuyor… Kimimiz severek ve aşık olarak , kimimiz sevmeden ve kendini mecbur hissederek… Ve hepimiz yaşadığımız dünyadaki varlığımızı , yaşadığımız ağın içindeki varlığımızla birleştirip o ağa hizmet ederek geçiriyoruz…

Demeye çalıştığım doktor olmak için alınan eğitimle metafizikçi olarak alınan eğitim, mimar olarak satılan emekle, eğitmen olarak satılan emek, ki bu karşılaşma böyle devam eder , en kolayıyla para dönüşümüyle gerçekleşebiliyor..

Birisinden hizmetini istediğimizde onun hizmeti ulaştırırken ki saatini, o hizmeti sunabilmek için yarattığı ortamı, o hizmeti oluşturabilmek için verdiği emeği aslında istiyoruz…

Verdiği emeğin- hizmetin bedelini kendi eşsizliğiyle ne kadar birleştirdiği, deneyimiyle ne kadar zenginleştirdiği, en kısa zamanda en kaliteli işi nasıl çıkarabildiğiyle ölçüyoruz… Gibi gibi…

Yani… tüm diğer hizmetler ödeme karşılığında yapıldığı gibi, eğitmenlik de bir ücret karşılığında tabi ki yapılmalıdır…

* Neden bizden ücret talep etmeyen kişilerle çalışmamalıyız?

Çünkü…..

Enerji dengelerinin hayat içinde korunuyor olması gerekmekte.

Evrende hiç boşluk bulunmaması gibi…

Size bir şey veren kişi, enerji boyutunda- maddeselleşmiş ya da değil- sizden zaten bir şey alıyordur.

Minnetinizi alıyordur, kendini size acıma üstünlüğüne geçmeyi seçerek egosal yükseliş alıyordur, sizi borçlu kılarak istediği zaman istediğini alma lüksünde olduğunu sanmasının beklentisini alıyordur, kendini büyük görmeyi alıyordur… Ama bir şey alıyordur o ya da bu…

Masaya oturduğumuzda hesap hep kapanmalı… Kimse kimseye borçlu ya da alacaklı algısında kalkmamalıdır düzenli akan alma verme dengesinde…

* Ödemeler tüm alışverişlerde hep parayla mı yapılmalıdır?

Tabi ki hayır… Ben sana ders veririm, sen bana ekmek verirsin, çocuğuma bakarsın, şirketimi yönetirsin, ne bileyim…. Her şekilde olabilir…

Ama her zaman aynı para da fiyat belirtildiği gibi hizmetin dönüşümünün kesinleştirilmesi, net bir plana oturtulması ön görülür … Neden mi? Varsayımlar, beklentiler, anlaşmanın net olmadığı yerlerdeki belirsizliklerin, hizmetlerin üzerini örtmemesi için…

* Neden çalışmalarda ön ödeme istiyorlar?

Tabi ki madde dünyasının bazı köşelerini kolaylaştırmak var işin içinde.. Çalışmanın ortalama kaç kişiyle yapılacağını bilirseniz hangi odada, hangi ortamda, hangi malzemelerle, hangi mekanda yapacağınızı ayarlamanız gerekiyor…

Ama en önemlisi aslında çalışmanın kalitesini artırmak.. Nasıl mı?

Zihinsel olarak gelmeye karar veren kişi, duygusal olarak bir pırpırı yüzünden gelmeyi istemektedir.. Yani zihin ve duygular olaya girmiştir… Ama bedeni de olan ve madde dünyasında yaşayan varlığın üçüncü ayağını devreye sokmamız gerekir, yoksa aradaki yaratılan enerji akar gider.. Ama Eğer kişi harekete geçip, maddeleştirirse istek ve duygusunu, üçgeni oluşur, havuzu sızdırmaz, enerjisi birikmeye başlar, ve çalışmaya o enerjiyle girer, çok daha fazla verim alır.. Çalışmaya da aynı anlamda çok daha fazla kendini katar…

* Neden ödeme yapmayan insanları çalışmalara almıyoruz? Almamalıyız…

Ödeme derken anladınız siz beni, hizmetinize hizmetiyle – bu para olur başka bir şey olur- denk olan şekilde karşılık vermeyen kişiyi içeri aldığınızda , zihni-bedeni-duygularıyla bütünleşmiş, madde dünyasına ödemesiyle mührünü katmış insanların arasında o mührü kapatmamış kişiyi alıyorsunuz demektir…

‘’ nasıl olsa çalışıyoruz, sen de gel yahu, ne olacak ‘’ dediğimizde yani her sefer, aslında bir kişiye iyilik yapmayı hedeflerken, içerdeki herkes üç ayağıyla oradayken, iki ayaklı bir sehpa içeri koyuyorsunuz gibi.. Daha çok dengesiz, daha çok sallanan o sehpa da birilerine çarpıyor, bazen üzerine konan dökülüyor.. Anladınız siz beni…

Bir de başka bir açısı var ki olayın, herkes içeri koyduğu kadarını almaya çalışıyor içerden…İçeri sürekli bir köşeyi kapatmadığı için enerji biriktiremeyerek giren kişi, bir şey koyamadığı için, bir şey almamayı da seçiyor bir bilinçte… Alsa da zaten havuz sızdırıyor, koyacak yeri yok.. Akıp gidiyor…

Yani dediğim olay sadece ödenen ya da ödenmeyen para değil.. ne enerji işleri dönüyor o arada hep dik durmamız gereken….-))

* Neden bu işlerde bu kadar para alınıyor? Çok değil mi hocam??

Değil….

Çalışma mekanınız, çalışma saatleriniz, çalışmaya verdiğiniz emek, kattığınız eşsizliğiniz, sürekli aldığınız eğitimler ve kullandığınız metaryaller….

Yaptığınız işin dünyada ne kadar bulunur olmasının , yaptığınız işin değerini maddesel dünyada ne kadar arttırdığından bahsetmiyorum bile…

Ben enerjileri görüyorum, diğer boyutlara gidip geliyorum, enerji merkezlerindeki tıkanıklıkları açabiliyorum ve sana nasıl açılacağını öğretiyorum, oturduğum yerde hangi dolabında hangi eşyan hangi enerjiyi tutuyor ve neye bakman gerektiğini söylüyorum diyelim… Üzerine tüm bunları yaparken dünya düzleminde asla yerine konamayacak ve gitti mi giden zamanımı kullanarak bunu yapıyorum diyelim… Bu durumda çok u, az ı hayat belirliyor sanırım…

Olan ne…?

Hepimiz asla değeri biçilemeyecek zamanımıza bir fiyat koyuyoruz… Saatimizin fiyatı ödenir olduğu zaman o bizim fiyatımız oluyor.. Çokuna azına hayat ve hizmetimize verdiğimiz değer , onu geliştirmek için koyduğumuz kalp karar veriyor sanki …. Fiyatımızı belirlese de , değerimizi belirtmiyor tabi ki… O da ayrı bir konu.-))

Ne kadar çok şey varmış yazacağım meğerse…

Bugün olay hep para gerçekliğinde döndü…

Çok da şaşırtıcı değil tabi ki madde dünyasında emeğin ve zamanın simgesi olması açısından…

Ama şöyle devam edelim bence…

ruhunuzladans.info@gmail.com

bu benim mail adresim…

 Siz neden neden diye merak ettiklerinizi buraya yazın…

Ben de cevaplayabildiğim kadar cevaplamaya blog üzerinden devam edeyim…

Olur mu?

Bence olur…..

‘ ay nasıl olsa sorar birisi, şimdi ben bulaşmayayım’ demeyin ama… Bulaşın.. ben alınmam, gücenmem, sevinirim bir de bir sorunun, bir sorgulamanın rahatlamasına vesile olursam ….

 Ben biraz yazayım bu aralar hem.. Özlemişim yazmayı…

Sarılıyorum herkese….Sevgi… Saygı… Şükranla…

Banu