Son Blog Yazıları / Page 5

Şu ” Önce Ben ” demeler…

Aranızda dişleri hiç olması gerektiği söylenen yerden farklı yerde çıkan oldu mu bilmiyorum… O bir diş yüzünden bütün dişlerin yerlerinin değişmesine, kaymasına, oynamasına şahitlik etmek durumunda olan..?

Ya da domino taşlarını dizip hiç oynadınız mı mesela? O tek bir domino taşının düşmesiyle ona bağlı, ona dokunan, onun etrafında olan tüm dominoların dökülmesine şahitlik eden?

Terasında giderlerinden biri suyu akıtması gerektiği kadar akıtmadığında diğer giderlerin zorlandığına, hatta evinin su aldığına şahitlik eden oldu mu ya da?

Veya iş arkadaşı sürekli hasta olduğundan gelemediği için ve işin düzgün gitmesi gerektiğinden sürekli işi artan, buna bağlı artan stresiyle kendi iş dışı çevresini de etkileyen?

Bu liste böyle uzar gider…Neden gidiyor, nereye gidiyor ona doğru yavaştan yürümeye başlayayım ben de.-))

Bu dünyadaki en birincil ve önemli işlerimizden biri olabildiğimiz kadar ‘’ben’’ odaklı olmak, o bene olabildiği kadar iyi bakmaktır…

Devamını Okuyun…

2012 ve Sonrası…

Öncelikle herbirinize yolladığınız konu başlıkları için çok teşekkür ederim. İşi öyle kolaylaştırıyor ki o ne yazacağını bilmek…

Annem eskiden ’ yahu ne istediğinizi söyleyin bari akşam yemekte, siz ne pişireceğimi söyleyin, sonrası kolay, en zor kısmı o ne pişireceğim kısmı, anlamıyorsunuz’’ derdi.. Ki haklı.. hem yemek konusunda, hem yazı konusunda..-)) O yüzden bana bir sürü konu başlığı verdiğiniz için öncelikle pek çok teşekkürler..

‘’ Yeni dünya düzeni, 2012’de ne oldu, şu anda neyin içinden geçiyoruz, nedir bu Yeni dünya düzeni dedikleri ?’’ demiş bir öğrencim…

Anlatayım.. Yine elimden geldiğince..

Evrende her şey döngülerle var oluyor; büyüyor, gelişiyor, deviniyor, çoğalıyor, duygunluğa ulaşıyor, ve dönüşüyor….Biz gibi… Ağaçlar gibi… Hayvanlar gibi… Akarsular, denizler, yanardağlar gibi.. Dünya da kendi döngüsünde var oluyor…

Devamını Okuyun…

Konumuz Mucizeler…

Mucizelere kendimizi açmak diye bir şey var…

Onun ne olduğunu merak etmiş bazı arkadaşlarımız; mucizeye nasıl açılırız, daha fazla mucizeye nasıl şahitlik ederiz, daha fazla mucizeyi nasıl kendimize çekeriz diye sorarlar..

Anlatayım elimden geldiğince…

Şimdi…

Her birimizin hayatın içindeki işleyişimizi, fişe takılı bir aletin elektrik bağlantısı olması sebebiyle çalışabilmesi gibi, kendi enerji kaynağımıza bağlı olmamızla yerine getirebildiğimizi biliyorsunuz…

Devamını Okuyun…

Aşk mı dediniz?

Aşk…

Aşk Nedir ki demiş bir öğrencim…

Yazar mısın? Anlatır mısın? Onunla ilgili bir post yapar mısın?

Yaparım tabi…Niye yapmayayım…

Ama unutmamamız lazım konu aşk olunca kavram karmaşalarının da yükünün fazla olacağını…

Aşkın ne olduğunu anlatmak için belki aşkın ne olmadığını anlatabilirim öncelikle;

  • Aşk bağımlılık değildir, 
  • Aşk sen olmazsan ben yaşayamam demek değildir, 
  • Aşk ve kıskançlık birbirinden tamamen farklı iki duygudur,
  • Aşk sömürü, tahakküm, mecburiyetler, acılar, hayal kırıklıkları, nefret ve menfaat içermez,
  • Aşk kısıtlamalardan, yasaklardan, özgürlükten ayıran her şeyin tam zıt köşesindedir…

Diye daha devam edebilirim..Ama asıl konuya geri dönersek… Aşk ne değildir diye değil, aşk nedir diye sormuştunuz onu hatırlarsak eğer…

Devamını Okuyun…

Dansın Mucizesi

Bizim evimizde dans etmek biraz hafiflik, biraz sululuk, biraz teşhir, biraz kadınlığın fiziksel zenginliğini ve güzelliğini ön plana çıkarmak gibiydi sanki ben büyürken, ya da ben öyle algılamıştım ailenin duruşunu. Ama öyle müziği açalım da hadi bi kıvırtalım, sallaya sallaya bir rahatlayalım diyen bi annenin kızı olarak büyümedim. E benim de çok niyetim ve hevesim ve hatta halim de yokmuş sanırım ki boş zamanlarım bol bol kitapların arasına saklanmak, her gün bir kitap bitirecek kadar kendimi onların içinde saklamakla geçmişti…

Taaaa ki…

Taaa ki o size anlattığım artık kendimle barışayım, ve yaşayacaksam kendim gibi yaşayayım zamanıma kadar.

30 yaşına kadar hiç elimi bile kaldırmadım, belimi hiç kıvırmadım, iki göbecik artmadım diyebilirim yani kolaylıkla.

Bir gün Bebek’te bir şeyler içmişiz, eve dönmeden başka bir mekanda başka bir şey daha içelim diye kısa bir yürüyüşteyiz, bilen bilir Bebek’te ona buna fal bakan yabancı bir adam vardı. Onunla karşılaştık…Ne tanışmışlığımız ve çalışmışlığımız var ama kafası da birazcık iyi miydi bilemedim, ellerime yapıştı yolda yürürken o gece birden, arkadaşlarım tetikte… Hayatımda bolca olan o garip anlardan biri daha geliyordu yani anlayacağınız..-) ‘’ Dansın tanrıçası müziksiz yaşamayı seçerse dünya durur, dünya yanar… Dansını tekrar hatırlaman lazım’’ diye bağırmaya başlamasıyla, arkadaşlarımın onu  paket yapıp uzaklaştırması arasında iki dakika falan var sanırım.-)

Devamını Okuyun…

Hamilelik ve Emzirme Dönemi

Bugün ki konuyu çok canımın içi, çok daha yeni anne, çok çok uzaklarda bir öğrencim sordu…Uzaktan elimden geldiğinde detay detay anlatıp yanındaymış hissini verebilirim umarım…

İnsan deneyimini yaşayabilmemiz için bir insan bedenine sahip olmamız gerektiği ortada…

E bu insan bedeninin oluşum  ve sonrasında beslenme- emzirilme sürecinde neler yapmamız gerekir demiş ki hikayemizin en önemli, en derine saklanan, en zor çözümlenesi yerleri belki de oralar hayat yaşanırken ve hazineler aranırken… O zaman yavaş yavaş üzerinden geçmemiz gerekirse neler yapabiliriz diye;

Devamını Okuyun…

Eğitmenliğe mi Nasıl Başladım?

Neden eğitmenlik yapmaya başladığımı sormuşsunuz bazılarınız…

Anlatayım…

Siz sorun ben anlatayım yani, her gün konu bulmak o kadar kolay değil, madem taahhüt ettim her gün yazmaya bu 21 günde desteğinizi esirgemeyin efendim, ne isterseniz söyleyin onu yazayım.-)

Nasıl başladımın hikayesine geri dönersek eğer, benim hikayem

‘’ben gelişim- değişim- dönüşüm koçu- eğitmeni- tanrıçası- divası- enerci dünyalarının seksi şempanzesi falan olayım” diye başlamadı…Hay Allaaam yaa, daha neler neler dediler de söylemeyeceğim devamını.-)

Dün anlattığım sedef hastalığına dair hikaye, hikayemin minik bir parçası takdir edersiniz ki;

  • Doğduğumdan beri- kendimi bildim bileli- insanların etrafında ışık hüzmeleriyle onları gördüm, herkesin öyle gördüğünü sandım, görmediğini anlayınca şaşırdım, benim gördüğümü öğrendiklerinde korkmalarına korktum,

Devamını Okuyun…

Sedef Hastalığını mı Sormuştunuz?

Dün en çok sorduğunuz soru sedef hastalığını nasıl idare ettiğime dairdi ki ben de şaşırdım.

Ama elimden geldiğince detaylı hem oluşum sürecini hem de kontrol etmeyi öğrenme sürecimi anlatacağım…

Neden mi şaşırdım?

Genelde bana gelen sorular hep enerji farkındalığına yönelik oluyor da ondan… Ama beden enerjinin yaratıldığı merkez olduğundan, enerji yaratımını tetikleyen şey de zihindeki programlar olduğundan aslında hepsi birbirine en derinden bağlılar ve birbirini çok derinden etkiliyor…

Benim hikayemde sedef hastalığına dair maceram 9 yaşında başladı.Saç derimin içinde kuş gözü kadar büyüklükte bir lezyonla. 12 yaşına kadar ben kimseye bir şey söylemedim, kimse görmedi falan derken, benden 5 yaş büyük bir abim var benim, bir gün saçımla oynarken o fark etti- tüm saçlı derimi kaplamış olduğunu, ve hatta enseme doğru da iyice yayıldığını…

Devamını Okuyun…

21 Günün Sihri Yeni Taahhüt İstedi Benden Bugün…..

Bir yerden başlamak lazım yazmaya sanki…

O kadar elim gitmiyor, o kadar yazmamak için bahaneler buluyor, o kadar gözümle ekrana kilitlenip akmayı erteliyorum ki yıllardır…Biraz önce yeni açmayı planladığım bir kaç sınıfın açılış tarihlerini erteledim-yanlış anlaşılmasın, aylarca ertelemekten bahsediyorum- ağzımda olmayan dişlerimin yerinde duran 20 dikişime minik bir selam ettim kalbimden, derin bir nefes alıp geçtim bilgisayarın başına…

Dişler nerde derseniz eğer?Baya gittiler…Üst dişler… Konuşuyorum… Anlaşılıyorum… Onun için değil yani yazmaya başlamam.-)

Köklerin temizliği derken aylardır, yıllardır geldik yani oraya… Kök falan kalmadı, tek tek hepsini temizlediler.-)) Canlarım yaaaa…Ama o başka bir günün konusu olsun…Şimdi konumuz onlar değil…

Ne zamandır 21 Günün Sihrinde Alışkanlık Yaratımları grupları üzerinden de çalışıyoruz What’s App ‘te. Ofisi geçen Mart ayında kapattığımızda, canlı çalışmalarımızı bıraktığımızda, değişim ve dönüşümü kolay ve birlikte nasıl geçirebiliriz ve üzerine nasıl birlik ve bilincini de aktive edebiliriz diye düşünürken, elimizdeki malzemelerden güzel bir çalışma oluşturup geliştirdik kendi içinde her ay da…  Değişik konular, değişik taahhütler, değişik gruplarla 1.5 yıl kadar çok düzenli çalıştık 2020 Mart ayından beri.

Devamını Okuyun…

Sensiz Olmaz… *100* İğne Oyası- Son Minikler- Ben

İğne Oyası

Kitabın sonlarına gelmişken artık , birkaç tiyo versem size; hayatın içinde daha iyi hissettirecek sizi? Hani aklınızda olsun diye, hani zaten bildiğiniz, hani hatırlatmak için, hani belki yaparsınız diye, hani belki üstüne bir de şu an olduğunuzda daha iyi hissedersiniz diye. Sadece bir gün, belki bunu denersiniz ve günlerin neye dönüşebileceğini görebilirsiniz diye? Gün içinde neler yapabiliriz hayatın içinde daha iyi hissetmemize yardımcı olacak, istediğimiz hayatın duygularını kıyımıza taşımakta yardımcı olabilecek belki…Bir bakın bakalım, deneyin… Günün hissinin yavaş yavaş nerelere çekileceğini izleyin, deneyimleyin…

Devamını Okuyun…

« Yeni Yazılar Eski Yazılar »
Visit Us On FacebookVisit Us On Pinterest