‘’Hafif kadınlar’’ın görünmez kanatları vardır mutluluklarıyla nefeslenen…

Güzeldir hafif kadınlar

Kahkahaları derindir…

Gözyaşları gerçek…

Bir yerde, bir göktedir onlar, evrenin tüm derinlerinde gezinmeye izinleri vardır yürekte…

İster ayaklarını, ister kanatlarını kullanırlar seyahatlerinde, ama hep kalpleridir onlara yolu gösteren her bir saniyelerinde…

Kendilerinden mutludur hafif kadınlar

Severler kendilerini, bayılırlar hatta… Her sevdiğine bu mutlulukla, bu sevgiyle bakarlar yaşamın kıyısında …

Şükrandadırlar doğan her güne ve yaşantının her anına… Bütünün muazzam işleyişine hayranlıktadırlar her anda…

İstedikleri zaman en yüksekte, istedikleri zaman en derinde, ama hep olanın bitenin en geniş haliyle, yüksekten gördükleri bütün resimle yol alırlar hafif kadınlar… Oldukları yer belirleyemez onları, her yerde olma yetileriyle, heryerde salınırlar  güzellikleri, özgürlükleri ve cesaretleriyle…

Şarkı söylerler,dans ederler hafif kadınlar; bedenleri salınırken müziğin eşsizliğinde,  ruhlarını salıverirler kendi renklerinin zenginliğinde…

Dürüsttür hafif kadınlar: özgür olduklarının bilinciyle, özgürlüklerinin hafifliklerinden geldiğinin gerçeğinde, gerçeklerini içlerine saklayıp, asla ağırlaştırmazlar kendilerini gülümsemelerinde…Ya da bırakıverirler olduğu anda olanı, gözyaşlarının ışıltılı gücüyle…

Tanrısal olan gerçeği yargısızca sahiplenir onlar, tanrısal olan herşeyin iyi ve kötü diye ayrımsallaşmayacağının bilincinde, kendilerini , neyse tüm hisleri ve düşüncelerini, seriverirler soranın ellerine…

Dünyayı, evreni, tüm gezegenleri sever hafif kadınlar

Hepsinin evi olduğunu bilir gezebilirliğinde ve yaşarken her birinde…

Tutku olmadan adımlarını atmaz hafif kadınlar… Kendini gereksiz yere yormaz…

Sevmek bir coşkudur onlara, ama aşkla yönetilirler sadece, bakınca aşkı- aşklarını yansıtmayan hiç bir şeye dokunamazlar gözleriyle bile… Netlik, parlaklık, şeffaflık, dürütlük ve berraklık ancak aşklarını yansıtabilir onların, ve yakın olan her canda aynada sonsuzluğunu görmektir hediyesi hafif kadınların

Değişimi bilir onlar, dönüşümü yaşar, her canlıyı anda tekrar tekrar yeniden tanımlar, yeniden merhabalar gününde gözleri hem ufukları, hem uzakları, hem yakınları görürken.… O yüzden bazen güneş doğmadan yeryüzünde birine, o çoktan güneşin doğuşunu izlemiştir tepelerin en tepesinde…Anlatsa anlaşılmaz o yüzden bazen…  Söylese duyulmaz.. O söyler, konuşur yine de… Sevdiklerinin üzerinde yağmur yağacaksa eğer, gelen bulutları gördüyse, söylemeden edemez işte sevgisiyle… Bazen dans ediyordur mutlulukla ve coşkuyla, bilir güneş doğdu çoktan ve geliyor aydınlığı ışıl ışıl karanlıklara…

Bitkilere bayılır, yeşili sever hafif kadınlar

Konuşur onlarla, bitkilerin gözlerini görür gibi bakar onlara, her canlılın içinde kendini barındırdığını bilir sokakta ağaçlara her sarıldığında…

Kimseyi umursamaz görünür hafif kadınlar

Özgürlüğünün yükseklerinde uçarken, umursamamak değil de aslında, gözden silinir bazen işte bütün dünya üzerindeki tüm var olanlarla… Gökyüzünün canlılarıyla süzülürken o, kendi dünyasının zenginliğini yaşamakla mesguldür aslında, yoktur onda umarsızlıktan eser hiç bir canlıya ve dünyaya ömrünün hiç bir anında …

Yargısızdır hafif kadınlar

Korkusuzdur…

Ağırlık yapan hiç bir his dolanmaz kalplerinde yaşamda…

Olur da bulurlarsa bir tane bile ağır ağır duygu sistemlerinde haykıran, gerekirse ömürlerini adarlar onu en derinden temizlemeye… Yeter ki daha yüksekte dans edebilsinler diye…

Büyüleyicidir hafif kadınlar

Büyüdürler hatta…

Göz kamaştırırlar yaşsız tazelikleriyle…

Işıldarlar…

Parıldarlar…

Süzülürler isterlerse, isterlerse akarlar canda…

Bir anda varlardır hemen , bir sese dostlardan gelen… Zamansız ve mekansızlarmış gibi  beliriverirler… Ki … Öyledirler tam da aslında…

Elde tutmak zordur hafif kadınları

Tutulamazlar…

Sadece isterlerse, sadece mutlularsa, sadece hafiflerse, sadece uçmalarına izin varsa sevdim diyenlerde kumrulaşırlar…

Kanadına el uzatırsa biri korkudan kırmaya, şahin de çıkabilir içlerinden, kanatlı bir ejderha da…

……………….

Toplumlara birşeyler olmuş zaman içinde…

Hafif kadın olmak korkutucu olmuş zamanın bir yerlerinde…

Aşağılama olmuş.. Küfür olmuş en kendini bilmez dillerde…

Tapınak rahibeleri taşlanmış, şifacıların cadı olmuş adı, yakılmış canları daha etlerinin içinde hatta…

Korkmuş bunu gören anneler önce..

Önce kendi kanatlarını saklamış, sonra kızlarınınkini doğar doğmaz, kesivermiş koruma içgüdüsüyle çığlık çığlığa…

Hafif kadın olmamaları için ağırlaştırılmış her güzel peri… Annelerin tek istediği ise kızlarının canlarını korumakmış o günkü gerçeklikte, içleri yansa da , hissetseler de yok olan her kanatla kadınlık kaybediyor gerçek özgürlük ve güç denileni… Güvenmişler onlar gelecek nesillerine, inanmışlar ki bu bilgelik çıkacaktır tekrar zamanın en güvenli ve en sağlam yerinde…

Her hafif kadın bilir ki en özünde, uçmak varken sürünmek, yaşamak değildir onların ömrünün gözünde…. Hissinde… Ve gerçeğinde…

………..

Artık o günlerdeyiz ki, gerçeğimizi tekrar geri çağırabiliriz…

Artık o günlerdeyiz ki… tekrar hafifleyip , kanatlarımızı açabiliriz göklere…

Artık güvendeyiz…

Artık sevgideyiz…

Artık hafifleyebiliriz..

Ve kim olduğumuzu sahiplenebiliriz günlerimizin içine…

Tüm bildiğim , tanıdığım, sarıldığım, gördüğüm, göreceğim ve gözü bu ekrana değmiş ‘’HAFİF KADINLAR’’ la beraber Ruhumuzla Dans ettiğimiz günlerin heyecanında içim…

Tüm periler kanatlanıyor sanki tekrar bir yerlerde…Hatırlıyor hafifliğin dansını, özgürlüğünü, gerçeğini ve korkusuz sevgisini en yükseklerde yine…

Yaşama gerçek geri geliyor …

Yaşasın yani…..!! Yaşayalım!!

Sevgimle,

Banu