İnsanoğlu çok muhteşem bir mekanizma…

Muhteşem bir zihni var, düşünüyor… Düşünürken beyin dalgalarının yarattığı bir titreşimi yayıyor yine muhteşem bedeninden… Yaydığı bu dalga boyutu, aynı televizyonumuzun kumandasının düğmesine bastığımızda seçilen televizyon kanalı gibi; yaydığı titreşimde o gün nerden yayın yaptığınızı, hangi yayınları izleyebileceğinizi gösteriyor gibi…

Eğer bu titreşim incecik, hafifcik bir titreşimse mutluluklarda, keyiften, hazdan alınan.. Uçuveriyor sanki havaya.. Yükseliyor.. Yükseltiyor…

Yok eğer yoğunsa acılardan, suçluluk duygusu ya da kızgınlıktan o zaman çöküyor, olduğu yeri kaplıyor, kendi enerji dünyasının yapış yapışlığıyla, gözlerin göremediği bir tabaka oluşturuyor sanki.

İnsanlar her düşünceleriyle bu titreşimleri değiştirebilme yetisine sahipken, etrafımızdaki eşyaların düşünebilme yetisi yok… Hizmet ettiği insanların enerjileriyle doluyorlar, kaplanıyorlar… Bu görünmez ağlar düzenli bir şekilde temizlenmezlerse hizmet ettikleri bireylerin duygu merkezlerini etkileyebilecek duruma bile gelebiliyorlar…

Konu özellikle Yatak Odası olduğunda durum daha ilginç bir hal alabiliyor…

Kişi uykuya geçiş, derin uyku ve uyanmaya açılma döneminde beynin dört ana dalgası arasında geçiş yapıyor,algısı bu zaman diliminde artıyor, güvenli alanda güvenli uykuya dalmayı seçtiği için aurasının korumasını indiriyor, aura alanı genişliyor, ve uyku sırasında çevresindeki eşyaların üzerindeki titreşimleri açık zihinle algıladığından daha hızlı ve derin algılayabiliyor…

Daha derin, daha kaliteli, daha dinlendirici uykulara mı yatmak istiyorsunuz? Yatağınıza daha çok aşk, daha çok uyum, daha çok şefkat mi taşımak arzusundasınız?

Neler yapabileceğimiz konusunda birkaç şeyin üzerinden geçelim mi o zaman?

1.Yatak odanızı sadece uyumak ve sevdiğiniz kişiyle arzuladığınız paylaşımları yapmak için kullanın… Bunun dışında tüm diğer faaliyetleriniz için evinizin diğer alanlarının hizmeti daha iyi olacaktır.. Yatak odanızda yemek yemeyin, televizyon seyretmeyin, çalışmayın, kavga etmeyin, tartışmayın, küslük taşımayın.. Tüm bu eylemlerin enerjileri sizden odanıza yayıldıktan sonra odanın temiz merkezli akışını etkileyecek yoğun ve farklı titreşimleri odanıza bırakacaktır ve derin uykuya girdiğinizde tüm bu duyguları hisseden sizin kafasını karıştıracaktır…

2.Yatak odanızda sabah uyandığınızda ilk gördükleriniz, gece yatarken de son gördükleriniz önemlidir… Zihninize en kolay önerme sunabileceğiniz bu zaman dilimine ev sahipliği yapan yatak odanızın her zaman düzenli ve tertipli olması zihninizin sakinliğine destek verir. Sıcak renklerle döşenmiş olması size huzurlu ve sarmalanmış hissettirir… Sadeliği zihninizi rahatlatır. Size aşkı hatırlatan resimler ve objelerin bulunması aşkı kolay ifade edebildiğiniz alanı destekler. Hayat mottonuzun duvarınızda yazılı olması, mottonuzu hayata taşımanızı kolaylaştırır.

3. Uzun süre kullanılmayan su şişesindeki suyun zaman içinde yosunlaştığına, kokusunun ve renginin değiştiğine şahitlik etmişsinizdir… Kullanılmayan eşyalardaki enerji de aynı bu şekilde zaman içinde ağırlaşır. Ve çevresine yine aynı bu şekilde sanki koku gibi bir ağırlık sızdırmaya başlar… Hızlı titreşimli beyin dalgasında çok hissedilmese bile, beyin dalgaları yavaşladığında kişiler tarafından anlaşılabilir bir hale gelir. Bu eşyaların etrafında vakit geçiren kişilerden ‘’sevilmiyorum’’, ‘’istenmiyorum’’, ‘’tercih edilmiyorum’’, ‘’beğenilmiyorum’’, ‘’hayat amacımı yerine getiremiyorum” sözlerini duymak çok kolaydır… Kullanılmayan eşyaların etrafa bıraktığı yoğun ve koyu enerjiyi hisseden kişi bunu kendi içinde kendi hisleriyle karıştırıp böyle cümleler kurabilir.

4.Yatak odasında kullanılmayan eşyalar olmadığından emin olmamız gerekir. Uyku sürecinde yavaşlayan beyin dalgaları bunları hisseder ve kişi uyandığında kendini çok seçilmiş ve istenmiş ve sevilir hissetmeyebilir… Maddelerin amacı bize hizmet etmektir. Bize hizmet etmeyen ve bizim hizmet etmeye başladığımız her eşya gözden geçirilmelidir.

5.Yatak odasında evrakların, resimlerin, eski hatıraları barındıran kutuların, ölmüş yakınlarımızın eşyalarının bulunması pek mantıklı değildir. Tamamen dinlenmek ve sevilmek için var olduğumuz alanda huzur, sakinlik, yalınlık ve rahatlık esas olmalı, geçmişin tüm yükleri ve çöpleri bu odadan arındırılmalıdır.

6.Yatağın altına kullanılmayan eşyaların doldurulmaya başlandığı bir dönemin içindeyiz. Üzerinde uyuduğunuz yatağın altının temiz, havadar, her türlü yoğun enerjiden uzak olması sağlıklı bir uyku ve canlı bir aşk hayatı için çok önemlidir. Uzun süredir kullanılmayan eşyaların üzerinde uykuyu geçirir olmak düzgün akıştan uzak yatıldığı için kişiyi gün içinde ‘’yataktan yorgun kalkıyorum’’, ‘’Gece rahatsız rüyalar görüyorum’’, ‘’gün içinde kolay yoruluyorum’’, ‘’bi ağır, hareketsiz bi insana dönüştüm ben’’ gibi cümleler kurarken yakalayabilirsiniz…

7. Yatak odanızdaki enerjiyi nötrlemenin en kolay yolu tüm mekanı ve dolap içlerini sirkeli suyla silmektir. Deneyin , şaşıracaksınız.

8. Mücevherlerin enerjiyi çok güzel emdiklerini ve daha sonra katlayarak dışarı verdiklerini unutmayın. Sevgiyi barındırıp yayabildiği gibi, hastalık, kavga gibi anlarda yayılan enerjiyi de emerler ve onu da yüz katıyla dışarı yayabilirler. Yatak odanızda eğer mücevher kutularınız varsa, tüm takılarınızın her kullanımdan sonra sıfırlanarak kutuya girdiğinden emin olun. Değerli taşların günlük temizliği çok kolaydır. Taktığınız takıyı çıkarmadan önce suyun altında sevgiyle yıkıyor olmanız enerjisini temizlediği gibi, sevgi enerjisiyle dolduracaktır. Görünür olmanın , takdirin enerjisini yükleyecektir. Uzun süredir böyle bir temizlik yapmadıysanız yine korkmayın: takılarınızı tuzlu suyun içinde bir tam gece bekletin. Tuzlu su hepsini nötrleyecektir. Suyun renginin dönüşümü de size şaşırtacaktır.

9. Yatağınızın sadece sizin tarafınızdan kullanıldığından emin olun. Yatağınızı kullanan diğer kişilerin enerjisi yatağınız tarafından sünger gibi emilebilir ve derin uyku sürecinde sizi huzursuz edebilir. Hangi hisle uyuduğunu bilemediğiniz kişinin yatağa emilmiş titreşimlerini, sabah kendi duygularınız gibi okumaya başlayabilirsiniz. Eğer olurda yatağınızı birisine vermek zorunda kalırsanız, kendiniz yatmadan önce yatağı sirkeli suyla sildiğinizden, odayı havalandırdığınızdan emin olun.